Düğünler sünnet ve gelin düğünü olmak üzere ikiye ayrılır. Sünnet düğünü bir gün, gelin düğünleri üç gün olur. Bazı gelin düğünlerinde sünnet edilecek çocuklarda sünnet edilir. Sünnet edilecek çocuklar genç kızlar tarafından banyo yaptırıldıktan sonra donatılır ve at yada araba ile davul klarnet ve bayrak eşliğinde köy dolaştırıldıktan sonra sünnet edilir.
Gelin düğününün bitimi ya pazar günü yada perşembe günü olur. Pazar günü bitecek düğün Cuma günü başlar. Perşembe günü bitecek düğün salı günü başlar.
Kepez düzme:
Cuma günü kadınlar toplanarak, pazar günü gelinin yeni evine giderken giyeceği başlığı hazırlar. Bu başlığa kepez adı verilir. Kepez kaz veya kartal tüylerinden olur. Bu tüyler boyalıdır. Kepez oğlan evinde düzülür ve cumartesi akşam düğün alayıyla birlikte bir genç kızın başında kız evine götürülür. Kepez düzme işi bitince kız evine geçilir ve gelin olacak kızın saçına kına yakılır. Cuma günkü faaliyetler bunlardır. Cumartesi günü akşam üzeri bayrakla kepez götürülür. Sabahleyin gelen misafirlere yemek ve içki ikram edilir. Edremit yada Bayramiç'tan tutulan davul ve klarnetler yöre havalarını çalarlar. Davullar düğün evine geldiğinde önce düğün sahibi için "gelin ağladı" havasını çalarlar. Cumartesi gecesi gelinin eline ve ayağına kına vurulur. Kına düğün evinden kız evine düğün alayı ile götürülür. Önde davullar, arkada gençler, en arkada kına götüren kadınlar bulunur. Kınadan sonra köy meydanında HENG yerinde köy meydanında davullar çalar, isteyen köy sakinleri zeybek ve diğer oyunları oynardı. Köy halkıda kadın erkek topluca oyunları seyrederdi. Bazen gençler veya erkekler tarafından oyunlar (köy tiyatrosu) oynanırdı. Bu oyunlar doğaçlama oynanırdı. Önceden prova yapılmazdı. Kostün olarak, önceden hazırlanmış giysiler giyilirdi. 1990 lı yıllardan sonra heng yeri yerine salon düğünlerindeki müzikler getirilmeye başlandı. Şimdi gelen piyanistler çalıyor. Öncelikli düğün sahipleri olmak üzere tüm köylüler kadın erkek oynuyorlar. Heng yerinede yeni isim olarak "caz" adını veriyorlar. Eskiden heng yeri bitiminde davulcular "dan" davulu denilen bir hava çalıp, eğlenceyi bitiriyorlard. Şimdi bu hava bilinmiyor. Pazar günü sabahleyin,dış köylerden gelen misafirler ağırlanır, öğleden sonra nişan atılır ve koşular yapılır. Bunlar düğünün spor karşılaşmalarıdır. Düğün sahibi tahtaya hazırlanmış nişan tahtasını bayraktara verir. Bayraktar yanında davul ve klarnet ile nişan atılacak yere gider. İsteyen köylüler silahıyla oraya giderek,yarışmaya katılır.Atış serbesttir. En iyi vuran atıcıya bayraktar ödül olarak genellikle gömlek verir. Daha sonra 3 adım atlaması ve 100 metre koşusu yapılır. Daha sonra düğün alayı hazırlanarak, oğlan evinden kız evine gider. Kepezi giymiş gelini alarak köyü dolaştırır.Eskiden tepede oynanırken şimdi köy meydanında alay havası oynanır. Gelin yeni evine getirilip teslim edilir. Düğün sona erer. Gelin attan yada arabadan inerken düğün sahibi gelinin başına buğday ve para karışık saçı atar. Düşen paralar köylüler tarafından kapışılır. Bu gelinin uğur getirmesi içindir.
Düğün Bayrağı:
Cumartesi günü sabahı düğün evinde düğün sahibi tarafından dedenin huzurunda kırmızı ve beyaz tülbentler ve bir el aynası
ile hazırlanan bayraktır.Kadınlar tarafından dikilir.Düğün sahibi bu bayrağı üç defa 'Peygambere selavat, seyyidine muhammed kutlu olsun diyenin akibeti hayrolsun' diyerek selavatlar ve bayrağı kaldırır. Bayrak daha sonra düğün evinin kapısına bağlanır. Bu bayrak düğün evini gösterir.
Köy Bayrağı:
Köyün malı olan Türk Bayrağıdır. Bu bayrağı düğünde taşıması için düğün sahibi köy gençlerinden birini seçer. Bu genç bayrağı muhtarlıktan alır. Cumartesi günü bayraktar seçilen gencin evinde köy gençleri dışarıda iken köyün genç kızları içeride bayrağı çiçeklerle süslerler. Buna Bayrak Dikme denir. Bayrak dikme bitince köyün gençleri bayrağın üzerine para atarlar. Bu paraları bayraktar genç kızlara paylaştırır. Bayrak daha sonra 3 defa selavatlanarak, kaldırılır ve düğün alayı olarak düğün evine götürülüp, düğün evinin kapısına bağlanır. Eskiden kazdağı köknarlarından(andız) hazırlanan ve 9 dallı, her dalda bir aynayla süslü birde süs bayrağın ucuna takılıyordu. Buna cambaz deniyordu. Bugün bunun yerine yapma çiçekler kullanılmak tadır. Cambaz hayat ağacını simgelemekteydi.
Sünnet düğünleride gelin düğünleri kadar debdebeli olur. Davulsuz yapılan düğünlere "dernek" adı verilirdi. Yoksullar düğünlerini dernek olarak yaparlardı. Zenginlerin düğünleri daha şatafatlı olurdu
Alıntıdır....